Özyurt, Esenyurt’un, 1999'da yaşanan İzmit ve Düzce depremlerinden sonra başlatılan yenilenme çalışmalarıyla büyük bir dönüşümden geçtiğini belirtti.
Deprem öncesinde çarpık kentleşmenin yoğun olarak yaşandığı Esenyurt’ta 2000'li yıllarda hız kazanan kentsel dönüşüm hareketine, yeni ‘deprem yönetmeliği’ yön verdi. Riskli binalar, yıkılıp yönetmeliğe uygun olarak yenilendi. Sıfırdan inşa edilen binalarda da yönetmelik dikkate alındı.
O dönemlerde ilçenin nüfusu 100 bini geçmezken, gerçekleştirilen kentsel dönüşüm faaliyetleriyle birlikte 1 milyona ulaştı.
Özyurt, 32 senedir bulunduğu Esenyurt'un, İstanbul için büyük bir şans olduğunu ifade etti. Esenyurt'un kentsel dönüşümde bir başarı hikayesi yazdığını, projeleriyle bu dönüşüme önderlik ettiklerini ifade eden Özyurt, “İzmit ve Düzce depremlerinden sonra tümüyle yenilenen Esenyurt, o günlerden bu yana kapsamlı bir kentsel dönüşüm sürecinden geçti. Çarpık kentleşmeye neden olan riskli binalar yıkılarak yerine yönetmeliğe uygun binalar yapıldı. Deprem karşısında insanların güvenli yaşam arayışları, talebi Esenyurt'a yönlendirdi. 1998'den önce 100 bin civarında nüfus vardı. Esenyurt, şu anda 1 milyonla İstanbul'un en kalabalık ilçesi. Bu nüfus, İstanbul'un deprem riski taşıyan bölgelerinden geldi. Esenyurt olmasaydı bu insanlar hala eski riskli binalarında yaşama savaşı içinde olacaklardı” şeklinde konuştu.
'Esenyurt daha iyi tanıtılmalı'
Özyurt’un sözlerine devamla, “Esenyurt'un tek dezavantajı iyi pazarlanamıyor. Esenyurt'un önce kendini, zenginliğini fark etmesi lazım. Önce İstanbul'a sonra tüm Türkiye'ye pazarlanması lazım. İstanbul'un en büyük şansı olarak ilçenin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de bir tanıtım atağı başlatılmalı.” şeklinde konuştu.