Kraliçe II. Elizabeth'in Ölümü ve Prenses Kate'in Gizemli Kayboluşu Sonrası Buckingham Sarayı'na Olan Merak Artıyor
Kraliçe II. Elizabeth'in ölümü ve Prenses Kate Middleton'ın gizemli bir şekilde ortadan kayboluşu, tüm dünya'nın Buckingham Sarayı'na olan ilgisini artırdı. Bu olaylar, sarayın tarihi ve gizemli atmosferine duyulan merakı yeniden canlandırdı. Sarayın kapılarına yapılan ziyaretlerin ve meraklı bakışların artmasıyla, Buckingham Sarayı'nda yaşanan bilinmeyenler de daha çok gündeme gelmeye başladı.
İşte Sizin İçin Derlediğimiz Buckingham Sarayı Hakkında Bilinmeyenler
1703 yılında inşa edilen ve zamanla büyütülen saray, 1820'lerde Kral IV. George ve mimar John Nash tarafından saraya dönüştürüldü. 1837'den bu yana ise İngiltere hükümdarlarının resmi Londra ikametgahı olarak kullanılıyor.
Londra'nın merkezinde yer alan Buckingham Sarayı, 775 odası ve 39 dönümlük arazisiyle dünyanın en büyük saraylarından biri olarak tanınıyor. Ancak bu muhteşem yapı hakkında pek çok bilinmeyen gerçek var.
Sarayın birçok odası altmış yıldan fazla bir süredir yeniden dekore edilmedi. Bu, bilinçli bir kararla yapılmış ve tarihçi Ellen Leslie, kraliyet ailesinin bu odaların aynı görünmesini tercih ettiğini belirtiyor. Bu yaklaşım, Buckingham Sarayı'nın daima geleneksel ve değişmez bir estetiğe sahip olmasını sağlıyor.
Buckingham Sarayı'nın 40 dönümlük bahçesi ise adeta bir doğa harikası. Bu bahçede 300'den fazla çiçek türü, 150 ağaç ve 30 kuş türü bulunuyor. Ayrıca bahçenin bir bölümünde 3 dönümlük bir göl ve küçük bir ada yer alıyor. Bu adada, organik bal üretimi için İtalyan bal arıları besleniyor ve kraliçe bu balı tüketiyor.
Sarayın onarımları da dikkat çekiyor. 2017'de İngiliz hükümeti, su boruları, elektrik kabloları ve radyatörler dahil olmak üzere bazı altyapıları yenilemek için 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmıştı. Ancak, onarımların maliyetleri ve kraliyet ailesinin bu konudaki tutumu hala tartışma konusu.
Buckingham Sarayı'nın sadece mimari bir yapı olmadığını, aynı zamanda kraliyet ailesi için birçok olanak sunan bir tesis olduğunu belirtmek gerekir. Saray, çalışanları için postane, kafeterya, sinema, doktor muayenehanesi gibi olanaklar sunuyor. Ayrıca bir yüzme havuzu, spor salonu ve şapel de bulunuyor.
Sonuç olarak, Buckingham Sarayı tarihi ve mimarisiyle sadece İngiltere'nin değil, dünyanın da en önemli yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Sarayın bu bilinmeyen yönleri, onun sadece bir saray değil, aynı zamanda bir kültürel ve tarihi miras olduğunu gösteriyor.