TAKEDA TÜRKİYE’NİN BAŞARILI KADIN YÖNETİCİLERİ
Bugün 80’den fazla ülkede 50 bini aşan çalışanı ile dünyanın en büyük 10 ilaç şirketinden biri olan Takeda, 11 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteriyor. 2019 yılında global olarak Shire firmasını satın aldıktan sonra diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ekibi genişleyen Takeda Türkiye’de yaklaşık 200 kişi çalışıyor.
Takeda Türkiye başarılı kadın yöneticileri ile dikkat çekiyor. 16 kişilik Türkiye Liderlik Ekibinin yarısını kadınların oluşturduğu Takeda’da müdür ve üstü pozisyonda görev yapan çalışanların da %55’i kadın. Takeda Türkiye; ilaç sektöründe yaklaşık 20 yıllık deneyime sahip başarılı bir kadın tarafından yönetiliyor: Şeyda Atadan Memiş.
Takeda - Shire birleşmesinin ardından 1 Mart 2019’da Takeda Türkiye Genel Müdürü görevine getirilen Şeyda Atadan Memiş, Takeda’nın çalışanına değer veren, başarılı çalışanları ödüllendiren bir insan kaynakları politikasına sahip olduğunu söylüyor. “239 yılı aşkın süredir köklü ve güçlü geçmişin sağladığı deneyimi inovasyon odağı ile birleştirerek kendisini hastalara “Daha Sağlıklı, Daha Parlak Bir Gelecek” sunmaya adayan Takeda, çalışanlarını başarısının temel taşları olarak gören, işinin odağına insanı koyan bir İK anlayışına sahip. Dünyada 4 kez, Türkiye’de 5 kez üst üste Top Employers Institute tarafından “En İyi İşveren” ödülüne lâyık görülmemiz bunun en güzel kanıtı. Çalışanına böyle önem veren güçlü bir kurumda olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum” diyen Şeyda Atadan Memiş, Takeda Türkiye’de, kadın istihdamına büyük önem verdiklerinin altını çiziyor. Şeyda Atadan Memiş, liderlik ekibindeki kadın sayısının bunun en güzel örneği olduğunu belirtirken, sözlerini, “Türkiye’den yurt dışında çok önemli pozisyonlara terfi eden kadın yöneticiler şirketimizin kadın istihdamına verdiği önemi kanıtlıyor. Son yıllarda başarılı on kadın yöneticimizin yurtdışı atamaları gerçekleşti. Amerika, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada gibi ülkelerde üst düzey pozisyonlarda görev yapan Türk kadın yöneticilerimiz ile gurur duyuyoruz. Onlar Türk kadınının başarısını dünyaya gösteren çok değerli örnekler. Bu örnekler; Takeda’nın hem lokal hem de globalde çalışanlarına kariyer gelişimi fırsatları sunmak için gösterdiği kararlılığı çok güzel yansıtıyor,” şeklinde sürdürüyor.
Şeyda Atadan Memiş, çok uluslu şirketlerin çalışanlarına kariyer gelişim fırsatları sunduklarını ve Takeda’nın bu konudaki en destekleyici şirketlerden biri olduğunu belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Takeda’da kariyerlerinin başında yüksek performans gösteren çalışanların terfisine yönelik hızlı bir kariyer süreci planlanması ve çalışanların nerede, ne zaman en iyi performans göstereceklerse o yerlerde ve zamanlarda çalışabilmeleri için geliştirdiğimiz “çeşitlilik” yaklaşımımız mevcut. Bu yaklaşım ile çalışanlarımıza, potansiyelleri ve isteklerine dayanarak başarı elde etme, gelişme ve büyüme fırsatı sunuyoruz.”
Türkiye’nin de içinde bulunduğu ICMEA bölgesindeki 34 ülkede 65 farklı milletten çalışan olduğunu ve çeşitliliğin Takeda’nın en güçlü insan kaynakları değerlerinden biri olduğunu vurgulayan Şeyda Atadan Memiş; kadın çalışan sayısının Takeda’nın global yapısı içinde de yükseldiğini söylüyor ve “Takeda’nın dünya operasyonunu yöneten 18 kişilik Üst YönetimTakımının üçte biri kadınlardan oluşuyor.” diye ekliyor.
TAKEDA TÜRKİYE LİDERLİK EKİBİNİN %50’SİNİ KADIN YÖNETİCİLER OLUŞTURUYOR
Takeda Türkiye Liderlik Ekibinde, Şeyda Atadan Memiş ile birlikte 7 kadın lider çalışıyor. Bu yöneticiler, Takeda’lı olmanın onlar için ne ifade ettiğini ve Türkiye’de başarılı kadın yönetici olmayı şöyle anlatıyorlar:
DENİZ ACAR
RUHSATLANDIRMA DİREKTÖRÜ
Takeda, geliştirdiği ve sahip olduğu yenilikçi ürün portföyü ile nadir hastalıklar alanında her açıdan zor hastalıklarla mücadele eden ve bu yükü hem hasta hem de hasta yakını olarak taşıyan kişilere umut olan bir firma. Dolayısıyla bir eczacı olarak Takeda’lı olmak demek benim için hastaların hayatlarında fark yaratan, onlara ışık olan bir firmanın çalışanı olarak değer yarattığımı ve iyi bir amaca hizmet ettiğimi bilmek demek.
Biz ilaç sektöründe çalışan kadınlar olarak nispeten şanslıyız. İlaç sektörü kadın çalışan sayısının fazla olduğu ve kadınları kariyer yolunda destekleyen bir sektör. Bu açıdan baktığımızda Takeda’da çalışıyor olmak hem kadın istihdamı desteklendiğinden hem de cinsiyetten bağımsız bir şekilde fikirlerimizi de özgürce paylaşabileceğimiz bir ortam yaratıldığından bizler için büyük bir avantaj. Bunun yanında Türkiye’de kadın olmak başlı başına birçok alanda güçlüklerle karşılaşmak ile eşdeğer. Ancak bizler bu güçlüklerle mücadele etmiş kadın yöneticiler olarak gelecekte bu şansa sahip olan kadın sayısının artması ve ülkemizde bu kültürün gelişmesi için gerek sosyal sorumluluk projeleri gerekse kendi potansiyelinin farkında bir nesil yetiştirerek elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
ELİF BURCU DOKUR
KALİTE DİREKTÖRÜ
Takeda’lı olmak demek, her gün yaptığımız işin merkezine hastalarımızın tedavi standartlarını artırma amacı koymak demek. Ayrıca Takeda’lı olmak, 239 yılı aşan köklü geçmişiyle ve değerleriyle aynı amaç için bir arada ve el ele yürüyen çalışanlar demek. Bizler, birincil önceliğimiz olan hastalara hizmet ile işimize mana katarak ve bunun bir çıktısı olarak, bağlı olduğumuz bölge içerisinde proje ve performans ödülleri almanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Artık dünyada ve Türkiye’de kadınların iş hayatında daha fazla yönetici rolü üstlendiklerini görüyoruz. Fakat halen olması gereken düzeyde değil. İstihdam yıllar içinde artarken kadının hem iş hem de ev sorumluluğunu üstlendiği ve burada cinsiyet ayrımının devam ettiği açıktır. Çalışma arkadaşları ile olan iletişimde ise pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalınıyor ve maalesef bu önyargı hem hemcinsleri hem de erkek çalışanlar tarafından olabiliyor. Kadın yöneticiler, ayrımcılık ve kültür sebebiyle yükselme olanaklarından ve şirketlerin yönetim ekibinde yer almaktan erkeklerle aynı biçimde değerlendirilemiyor.
GÜLHAN ÖZGEN
EDİKAL DİREKTÖR
Benim için Takeda’lı olmak demek; her iş gününe, yaptığım her şeyin bir hastaya fayda sağladığını bilerek başlamak demek… Hasta yararına çalışıyor olmanın, nadir olanın sesi olmanın gururu demek… İnsanı önceliklendiren bir firmada çalışmanın ne büyük bir şans olduğunu her gün başka bir örnekle hissetmek demek…
Türkiye’de çalışan kadınların omuzlarındaki yükün erkeklere göre daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Çünkü, evde adil bir iş paylaşımı olmadığını, erkeğin ev işleri yapmasının henüz sorumluluk değil ‘yardım’ kategorisinde değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Doğum sonrası anneye verilen izinin süresi, babaya birkaç günlük izin verilmesi de bence kadınların omuzlarında yükü artıran bir diğer sebep. Kişisel olarak bu zorlukları minimum yaşadığım ve seçme şansım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum, öte yandan bu şansı olmayan kız kardeşlerim için hala iyileştirecek çok şey olduğunu düşünüyorum.
İNAN ÖZCAN DANYAL
UKUK DİREKTÖRÜ
Takeda’nın değerlerini, prensiplerini ve dünya felsefesini benimsemiş ve her alanda uyguluyor olmak anlamına gelir. Şöyle ki; Takeda’nın değerleri arasında adalet, dürüstlük, bütünlük ve azim başta gelir. Hastalar ve hasta yararına düşünmek, Takeda’nın saydığım bu değerleri ışığında, bizim günlük hayatımızın bir parçası olup, karar alma mekanizmalarımızın her aşamasında önemli bir rol oynar. Bizler, tüm insanlığa daha parlak bir gelecek yaratmak için çabalarken yaşadığımız dünyayı ve çevreyi korumayı misyon edinen bir kuruluşta çalışmanın haklı gururunu ve onurunu yaşarız.
Öncelikle, Türkiye’de kadın yönetici olmak başlı başına, bir koltukta çok karpuz taşımak demek. Güncel deyimiyle ‘multi-tasking’… ‘Başarılı’ bir kadın yönetici olmak ise, birçok misyonu, anne ve eş olmak gibi, dengeli bir şekilde taşımayı ve özverili olmayı baştan taahhüt ederek ancak mümkün olabilmekte. Herhangi bir erkek yöneticinin düşünmek zorunda olmadığı birçok detayı, bir kadın yönetici düşünmek ve düşünmekle yetinmeyip çözmek durumunda. Bunun karşılığında, ne olursa olsun, ekonomik anlamda aynı alanda aynı işi yapan erkek yöneticiler ile eşit gelir seviyesine sahip olamamak da söz konusu. Buna karşın, adeta bu ve buna benzer görünmez, cam bir duvar niteliğindeki engelleri görüp, farkında olup, bunlarla başa çıkmak için her daim çaba sarf etmek, güçlü bir motivasyona sahip olup, enerjiyi yitirmemek için türlü yollar bulmak, öz disiplinini muhafaza etmek üzere sürekli çaba sarf etmek gerekmekte.
NURA AYKANAT
NADİR GENETİK HASTALIKLAR İŞ BİRİMİDİREKTÖRÜ
Takeda hiyerarşinin minimum olduğu, her çalışanın düşüncelerini açıkça dile getirdiği ve en doğruyu hep birlikte sağlıklı tartışmalar ile bulabileceğimize inandığımız bir kurum. Böyle bir kurumda gerçek anlamda ‘biz’ olmayı ve ekip arkadaşlarımla ulaşmak istediğimiz amaçlarımız doğrultusunda birlikte düşünmeyi çok sevdiğimi söylemeliyim.
Geçmişte sıklıkla toplumsal ön yargılara maruz kalınabiliyordu. Ayrıca kadınların hem iş hem de ev sorumluluklarını üstlenmeleri, kariyer yolculuklarında yeterli desteği alamamaları söz konusuydu. Değişen koşullar ile kadın yöneticilerin sayısı artıyor ve bunu görmek sevindirici. Tüm dünyada, cinsiyetten, din, dil, ırk gibi ötekileştirici faktörlerden uzaklaşarak sadece “insana” odaklanmanın en doğrusu olacağını düşünüyorum.
PELİN KIRICI
ONKOLOJIİŞ BİRİMİDİREKTÖRÜ
Takeda’lı olmak, hedefe giden yolda insan odağı, mutluluk ve hırsla çalışmak, ekip olarak başarmak, başarılarımızı gururla kutlamak, yenilikçi tedavilerimizle değer kattığımız hayatların sorumluluğunu taşıyarak çalışmak demek.
Cinsiyet ayırımcılığını çokça yaşadığım bir eğitim geçmişim var. ‘Bu iş erkek işi, kadınlar bunu beceremez’ cümlelerini çokça duydum. Yetkinliklerinizi uygulamak yerine kadın olarak yapabileceğinizi göstermeye çalışmak oldukça yıpratıcı. Çalıştığımız ilaç sektöründe ise görece diğer sektörlere göre kadın yöneticiler olarak daha şanslıyız. Cinsiyetten bağımsız, bir yönetici için çalıştığı kurumda ekibini ve kendini geliştirecek platformların yaratılması, liderlik vizyonunun desteklenmesi, başarılarının takdir edilip örnek gösterilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Takeda gibi yönetici olarak değerlerimin desteklendiği, kendimi ve ekibimi ileriye taşımak için fırsatların tanındığı, eşitliğin ve adaletin ön planda olduğu bir ortamda çalıştığım için çok şanslıyım. Böylece zorlukların üstesinden gelmekle değil, fırsatların değerlendirilmesi ile başarılara ulaştığımızı görüyorum.
SENEM TERZİOĞLU
ASTA HİZMETLERİ VE KURUMSAL İLETİŞIM DİREKTÖRÜ
Benim için Takeda’lı olmak, yaptığım işin ne kadar büyük bir anlamı olduğunu hissetmek demek. Kendini dünya çapındaki insanlara “Daha Sağlıklı, Daha Parlak bir Gelecek” sunmaya adamış, hasta merkezli, değer tabanlı bir şirketin çalışanı olmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Hayatlarını iyileştirmeye çalıştığımız hastaların ihtiyaçlarına her gün, tüm kalbiyle cevap vermeye çalışan bir çatının altında olmaktan çok mutlu ve gururluyum.
Kadın yöneticiler, gerek özel hayatlarında üstlendikleri farklı roller, gerekse iş yaşamında kadının yerine yönelik algılardan ve tutumlardan kaynaklanan sıkıntılarla karşılaşabiliyor. Oysa kadınların son derece çalışkan, azimli, sabırlı ve mücadeleci liderler olduğunu düşünüyorum. Bunun artık daha fazla fark edildiğini ve bu yüzden kadın yönetici oranlarının her geçen sene daha da arttığını gözlemlemekten dolayı çok mutluyum.