Designist, başarısını ödüllerle taçlandırdı
Kendine özgü çizgilerle mekânlara verdiği hayatla iç mimari de adından en çok söz ettiren mimarlardan biri olan Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, alanında lider mobilya markalarına özel tasarladığı mobilyalar ile de sektöründe fark yarattı.
Kendine özgü çizgilerle mekânlara verdiği hayatla iç mimari de adından en çok söz ettiren mimarlardan biri olan Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, alanında lider mobilya markalarına özel tasarladığı mobilyalar ile de sektöründe fark yarattı.
Şuanda devam eden uluslararası zincir oteller için projelendirme çalışmaları gerçekleştiren Designist, alışveriş merkezi, restoran, ofis ve lüks konut gibi birçok farklı alanda başarılı tasarımlara imza attı.
2007 yılında temellerini attığı markasını sektöründe ilk akla gelen bir markaya dönüştüren Designist Kurucusu İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu ile şirketin kuruluş öyküsünü ve çalışmalarını konuştuk.
Aslı hanım sizi ve markanızı daha yakından tanıyabilir miyiz?
İstanbul doğumluyum. 1994 yılında eski English High School’dan, bugünkü ismiyle Beyoğlu Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, üniversite eğitimim için Amerika’ya gittim. Her sene dünyanın en iyi ilk üç tasarım okulu derecesine giren, Rhode Island School Of Design (RISD) üniversitesine portfolyom ve sınavdaki başarım ile kabul edildim. Okulun 5 yıllık İç Mimarlık programınızda birincilikle ve çift diploma alarak 1999’da mezun oldum. 2000 yılında Türkiye’ye döndükten sonra sektöründe tanınmış Mimar Sinan Kafadar’ın Ofisinde 7 yıl çalıştım. Türkiye’nin en güzel otellerini tasarlayan bir mimarla çalışmak, benim için sektördeki profesyonellik eğitimimi aldığım ikinci okul gibi oldu. Daha sonrasında Eylül 2007 yılında Designist adı altında kendi ofisimi kurdum. Bu yıldan itibaren iç mimar olarak bir süre tek başıma çalıştım; Gelen projeler çoğaldıkça ve büyüdükçe kurduğum Designist firmasında beraber çalışacak meslektaşlarımı, tasarımcı arkadaşları dâhil etmeye başladım. Amacım sadece standart bir proje ofisi yaratmak değil, bir çatı altında beraber yaratan, belki de alışık olunmayan şeylerden ilham alarak tasarım hikâyeleri kuran, yaratıcılıkları ön planda olan, sadece mimarlardan oluşmayan, sanatçı tarafı daha ağır basan bir tasarım ekibi oluşturmaktı ve bunu kısa sürede başardım.
Başarıya giden yol mesleğimize tutkuyla bağlanmaktan geçiyor
Aslı hanım, çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Yeni bir projeye baslarken önce zamanımızı iyi bir araştırma yapmaya ayırıyoruz ve o projeye özgü bir hikaye oluşturmaya özen gösteriyoruz. Her zaman özgün, yenilikçi fikirler ile tasarımlarımızı tekrarlamadığımız, kendi fikirlerimizi bir öte boyuta taşıyan projeler yapmayı hedefliyoruz. Projenin konseptine göre projenin bulunduğu coğrafyanın tarihi ve kültürel dokusu dâhil projenin kullanım amacına göre tasarımlarımızı şekillendiriyoruz.
“Hayata geçirdiğimiz tasarımların ödül alması bizi gururlandırıyor”
Dikkat çeken ve ödüle layık görülen projelerinizden bahseder misiniz?
Türkiye için değeri paha biçilmez bir yatırım olan 2019 yılında tamamladığımız, dünyanın ilk müze oteli, arkeolojik kalıntıların ev sahibi olan The Museum Hotel Antakya bizim için en heyecan verici ve unutulmaz bir proje oldu. Bu projenin belirli alanlarının iç mekân tasarımlarını tamamladık. Otel için tasarladığımız Balans Spa&Wellness ile 2020 Ahead Awards’ta ‘Best Spa&Wellness’ kategorisinde finale kaldık. Meydan Avm’de foodcourt ve servis alanlarında çok keyifli mekânlar oluşturarak 2019’da projemiz ile European Property Awards’da ‘Best Bathroom’ kategorisinde birincilik ödülü aldık. New York Park Avenue gibi birçok tasarımcının hayali olan bir caddede, lüks bir konut projesi gerçekleştirdik. Berlin’deki The Beef Club Restaurant zincirlerinin iç mimari projelerini tamamladık. Zincirin en son açılan halkası Avrupa’nın ilk AVM’si olan ünlü KADEWE binası çatısında yer aldı. Ünlü Alman mimar Tchoban ile birlikte sürecin başından itibaren Titanic Chausse Berlin’i tasarladık, bu otel de Avrupa’nın en iyi ilk 100 oteli arasına girerek bizi gururlandırdı.
Cumhuriyet sonrası dünyanın diğer ülkelerinden daha önce kadınlara imtiyaz sağlamış bir ülkede doğmuş ve büyümüş, Atatürkçü bir Türk kadını olarak çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Kadınların doğduklarında kodlanmış oldukları çok yönlülük, dirayet, hoşgörü ve sevgiyi barındırdıkları akıl ve kalpleri ile tüm istediklerinde her hedefe ulaşabilirler. Yeter ki yanlarında onları her konuda destekleyen babaları, abileri, oğulları ve eşleri olsun... Tüm kadınlarımızın dünya kadınlar gününü kutluyor bu vesile ile bugüne kadar beni daima destekleyen eşime teşekkür ediyorum.
0 216 465 56 24
İnstagram: @__designist__